Çikolatalar, bütün insanların sevdiği vazgeçilmez tutkular arasındadır. Peki, bu tutkunun tarihte ilk doğuşu nasıl olmuş dersiniz. Çikolata, tarihte nerdeyse 4000 yıl önce kakao çekirdeğinden içecek yapmak isteyen Honduraslılar tarafından bulunan bir tattır. Bu tat yıllar boyunca yerliler tarafından acı içecek mantığıyla tüketilmiştir. Genellikle dini ritüellerde ve özel günlerde ikram edilmiştir. Aztek dilinden bugüne gelen çikolata kelimesi, farklı anlamlarda kullanılmaktayken, bugün insanlar arasında mutluluk kelimesiyle ifade edilmektedir . Çikolatanın yenilmeye başladığı tarihler, Avrupa'ya adım atıldıktan sonra seçkinler tarafından olmuştur.
Kakao ağaçlarının çekirdeğinden üretilen çikolatalar, en az %70 kakao liköründen ve yağından yapılmaktadır. Beyaz çikolata da ise bu oran %50'dir. Yenilmeye hazır hale gelmesine kadar bir çok işlemden geçmektedir. Kakao çekirdeklerinin hasatı yapıldıktan sonra mayalanması için, dinlendirilmeye bırakılmaktadır. Kuruma ve temizlenme işlemleri yapıldıktan sonra, hamurlanması amacıyla kuru zemine yatırılmaktadır. Çikolata dememiz için, bu işlemden sonra likör ve kakao yağının birleşmesi gerekmektedir. Böylece ortaya çıkmakta ve tüketilmeye hazır hale gelmektedir. Çikolataların bu kadar çok sevilmesinin sebebi ise, içerisinde bulunan maddelerden kaynaklanmaktadır. İçerisinde bulunan, theobromine, phenylethylamine ve caffeine sevilmesinin en büyük nedenlerinden olan maddelerdendir. Bu maddeler beyne doğrudan etki etmekte ve mutluluk hormonun salgılanmasına yardımcı olmaktadır.
İnsanlar aslında çikolata yemeyi kendiliğinden istememektedir. Çikolataları yemeye tetikleyen, vücutta bulunan hormonlardır. Bu hormonlardan en iyi bilineni serotonindir. Vücutta düşen serotonin hormonuna en iyi müdahale, çikolatalar ile yapılmaktadır. Özellikle kadınların, adet döneminde serotonine daha fazla ihtiyacı olmaktadır. Buna paralel olarak çikolata yeme ihtiyacı artmaktadır. Çikolata olarak değil de tatlı şeyler olarak genellemek daha doğru olacaktır. Fruktoz ve glukoz vücudun benzini gibidir. Benzinsiz araba nasıl ki hareket edemiyorsa, tatlı görmeyen vücuttan belli bir aşamadan sonra tepki gösterecektir. Şeker ihtiyacının çok fazla bir şekilde tüketilmesi de sakıncalıdır. Bu sebeple dengeyi doğru tutmak gerekmektedir. Duygusal yönden rahatlamak isteyen insanların, çikolata tüketmek istemesi kadar doğal bir durum yoktur. Kadınlar erkeklere göre daha duygusal yaratılışa sahip olmasından dolayı daha çok çikolata tükettiği görülmektedir. Mutlu olan ya da çok üzülen bir kadının çikolata tüketmesi, acısının bir nebze de olsa azalmasına neden olmaktadır. Çikolatalar arkadaştan daha arkadaştır. Sınırsız mutluluk verme garantisi vardır.
Çikolatalar konusunda insanların bu denli tatlıya bağlı olmasının bir sebebi de çocukluğunda başarılı bir durum karşısında hep şekerle ya da çikolatayla ödüllendirilmesinden kaynaklanmaktadır. Yani bilinçaltına tatlı bir kere işlenmiştir. Bu yüzdendir ki mutlu oldukları zaman ya da bir kutlama sırasında tatlısız muhabbet dönmemektedir. Çikolatalar, bu denli kıymetliyken kendini çikolatayla şımartmak en masum durumlardandır. Herkesin sevdiği çikolatası kendine özeldir. Alternatifte oldukça fazladır. Fındıklı, fıstıklı, antepfıstıklı, sütlü. bitter, beyaz gibi kişilerin damak zevkine hitap eden bir çok çikolata bulunmaktadır. Damak zevkini ve mutluluğunu yaşarken kişinin sağlığını da elden bırakmaması gerekmektedir. Bağımlılık yapan bu yiyeceğin, ipin ucu kaçırılmadan ara sıra tüketildiği zaman daha lezzetli olduğu bilinmesi gerekmektedir.